Son Zamanların Popüler Diyeti Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik diyet son zamanlarda en popüler diyetlerden birisi oldu. Günlük karbonhidrat alımının azaltılması, temel gıdaların protein ve yağlardan sağlanması, bir müddet sonra vücutta keton oluşması sonrası, efektif kilo verme ile sonuçlanmasına ‘’ketojenik diyet’’ denir.
Ketojenik diyet hangi besinleri içermektedir?
Karbonhidrat içermeyen ketojenik bir diyet, protein ve yağ bakımından zengindir. Tipik olarak bol miktarda et, yumurta, işlenmiş et, sosis, peynir, balık, fındık, tereyağı, yağ, baklagil ve sebze içerir. Ketojenik diyette meyve ve lifli gıdaların tüketiminde belirgin bir azalma olması yanında, işlenmiş gıdalardan çok fazla protein ve düşük kaliteli yağ alımı da söz konusudur.
Özellikle, böbrek hastalığı olan hastaların ketojenik diyetten uzak durmaları gereklidir. Bu diyet şekli ile bazı çalışmalar yapılmıştır. Etkili kilo verme, kan şekeri kontrolü, insülin direncinin azalması sağlanabilmektedir.
Ancak uzun vadede kalp damar hastalıkları riskinde artış, atrial fibrilasyon dediğimiz ritim bozukluğuna meyil gibi birtakım problemlere sebep olabildiği de görülmektedir.
Ketojenik diyet uzun vadede sürdürülebilir değildir.
Birkaç haftada veya ayda hızla sonuç almak yerine uzun vadede sürdürülebilir olan beslenme şeklinin tercih edilmesi çok daha önemlidir. Ketojenik diyet uzun vadede sürdürülebilir bir diyet değildir. Hızlı kilo değişimleri kalp sağlığı açısından olumlu sonuçlara sebep olmaktadır.
Kısa vadede kilo verme, kan şekerinin düşmesi gibi gözle görülür sonuçlara sebep olmakla birlikte; orta ve uzun vadede Akdeniz diyeti gibi hem etkinliği hem de sağlığa faydası kanıtlanmış beslenme modaliteleri ile kıyaslandığında başlangıçtaki bu ışıltılı etkinin diğerleri ile benzer seviyeye geldiği yapılan çalışmalarda gözlemlenmektedir.
Nasıl bir beslenme şekli uygulanmalıdır?
Başlıca meyve ve sebzeler, yağsız etler, balık, kepekli tahıllar, fındık, badem, ceviz, baklagiller, zeytinyağı bakımından zengin, dengeli bir diyet her bireyin çocukluk çağından itibaren tercih etmesi gereken bir beslenme şeklidir.
Kilo kontrolü, şeker hastalığı ortaya çıkma olasılığı, kan şekerinin normale gelmesi, kalp damar hastalıklarından koruduğu kanıtlanmış güvenli beslenme şekli tercihiniz olmalıdır.
Ketojenik diyetin riskleri nelerdir?
Çok büyük bir kısmı yağlardan oluşan ketojenik beslenme planlarında lifli besinler yok denilecek kadar azdır. Bu durum kabızlık başta olmak üzere birçok bağırsak problemini beraberinde getirir.
Yüksek yağlı beslenme, yağlardan enerji elde edilmesine bağlı olarak kanda dolaşan serbest yağ asitlerinin miktarının artması ve yetersiz posa alımına bağlı olarak kolesterol ve diğer kan lipitlerinde artış görülür ve bu durum kalp ve damar hastalıkları açısından oldukça büyük risk oluşturur.
Beynin temel enerji kaynağı glikozdur. Bu nedenle ketojenik diyet yapan kişilerde karbonhidrat dışı kaynaklardan dolaylı yoldan glikoz elde ediliyor olmasına bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda yavaşlama ve gerilik gözlenebilir.
Yapılan bazı bilimsel araştırmalarda ketojenik diyetlerin de içerisinde yer aldığı düşük karbonhidratlı beslenme programlarından herhangi birini uygulayan kişilerde kalp ritim bozukluğu gelişme ihtimalinin normal beslenen kişilere oranla daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerden dolayı ketojenik diyet, yalnızca hekim tarafından uygun görüldüğü, başka seçeneğin bulunmadığı durumlarda sürekli olarak kontrol altında tutulabilecek hastalara uygulanmalıdır.