Sezaryenle İlgili Yanlış Bilinenler
SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Günyeli, daha önce sezaryen doğum yapan kişinin sürekli sezaryen olması gerektiği inanışının doğru olmadığını söyledi.

SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Günyeli, daha önce sezaryen doğum yapan kişinin sürekli sezaryen olması gerektiği inanışının doğru olmadığını ifade etti.
Doç. Dr. İlker Günyeli, ilk zaman klasik sezaryen uygulandığını belirterek şu şekilde konuştu: ‘Yani rahmin en tepesinden aşağıya doğru orta hattan bir kesi yapılıyordu. Bu klasik sezaryen kesilerinde bir kere sezaryen olan hastanın ondan sonraki doğumlarını sezaryen ile yapması gerekiyordu. Bu toplum arasında böyle kaldı. Ama artık sezaryen rahmin alt kısmından yan bir kesi ile yapılmaya başlandı. Bu kesilerde klasik sezaryende olduğu gibi bir yırtılma riski bulunmuyor. Fakat belki hastaların belki de hekimlerin işine geldiği için bir kere sezaryen sürekli sezaryen anlayışı devam ediyor.”
‘BİNDE ÜÇ ORANINDA RİSK TAŞIYOR’
Sezaryen doğum geçmişi bulunanların normal doğum yapmasında çok düşük bir risk oranı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İlker Günyeli, şöyle dedi: “Bugün dünyanın çoğu ülkesinde aktarım kesi değimiz yeni sezaryen tekniği uygulanıyor. Bu biçimde yapılan sezaryen programlarının sonrasında hastalar normal doğum gerçekleştirebiliyor. Hatta bazı ülkelerde hastaları sezaryen doğumdan uzak tutmak için sigorta şirketleri sezaryen doğum masraflarını bile karşılamıyor.
Bu nedenle ilk doğumu sezaryen dahi olsa Fransa, Hollanda, Amerika gibi ülkelerde sonradan normal doğum yaptırılabiliyor. Yani sezaryenden sonra normal doğum yapılabiliyor ve çok büyük komplikasyonları bulunmuyor. Binde üç gibi bir yırtılma riski var. Yani ikinci, üçüncü gebeliklerde bin sezaryen doğumdan 997’si boşuna yapılıyor. Biz bu riski üstlenebilecek hastalara riskleri anlatarak normal doğum tavsiye ediyoruz. Sezaryenden sonra normal doğum yapabilmek için sezaryen yoluyla yapılan doğumun üstünden en az iki yıl geçmesi gerekiyor.’
İkinci doğumu sezaryen olan Fatime Görgün adlı kadına üçüncü gebeliği için normal doğumu tavsiye ettiğini belirten Günyeli, sözlerini şu şekilde sürdürdü: ‘Hastamıza sezaryen sonrası normal doğum için cesaretli hasta ve cesaretli hekim gerekiyor dedik. Hastamız cesaretliydi. Bizde cesaretliydik ve bu sayede normal bir doğumla kız bebeğini dünyaya getirdi. Normalde isteğe bağlı sezaryenler için 39. haftada prosedür yapılırken biz bebek 40 hafta 4 günlük olana kadar bekledik ve sancılarına bile müdahale etmeden suni sancı dahi vermeden bebeğini dünyaya getirmesini sağladık.”
‘DOKTORLARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’
Sezaryen sonrası normal doğum yapan anne Fatime Görgün ise, “Bize hekimimiz doğumun normal olarak yapılabileceğini ifade etti. Bizde kabul ettik ve sağlıklı bir doğum gerçekleşti. Bu noktada İlker hocamıza teşekkür ediyoruz. Benim durumumda olan anne adayları direk sezaryene yönelmesin araştırsın. Bunu başarabilecek hekimler var. Onları bulsunlar” dedi.
Baba Ahmet Görgün de, İlker hocayla tanışmadan önce diğer hastanelerde diğer hekimler ile görüştüklerini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: ‘Görüştüğüm bütün hekimler bize normal doğumun mümkün olmadığını, sezaryen yapılması gerektiğini ifade etti. Bir hekim arkadaş İlker hocamı önerdi. Eşimle geldik ve hocamızla görüştük. İlker hocam normal doğum yapılabileceğini ifade etti ve etkin bir doğum gerçekleşti.
Hocamızdan Allah razı olsun. Sezaryen hastayı yıpratan bir şey. Daha önce eşim sezaryen ile doğum yaptığında biz çok sorun yaşamıştık. Eşim birkaç ay ayağa kalkamadı. Ayrıca yanına bir bkesintisiz gerekti ve uzun süre iyileşemedi. Tabi bu hususta hekimlara da görev düşüyor. Doktorlar hastaları cesaretlendirerek doğru yönlendirirse hastalar daha bilinçli ve doğru karar verecekti