KİLO VERME AMELİYATLARINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
“HASTALAR ÖNCELİKLE ŞİŞMANLIĞIN NEDENLERİNİ AYRINTILARIYLA ÖĞRENMELİ”
Avustralya ve Kuzey Amerika’da yapılan çalışmalarda şişmanlığın gıdaya bağlı iki ana nedenin bulunduğunu belirten Ersoy şunları kaydetti:
“Birincisi patates kızartmaları ikincisi ise şekerli ve gazlı içeceklerdir. 1980-2010 yılları arasında aşırı şişmanlık dünyada bir salgın halini almıştır. Şişmanlığın nedenleri araştırıldığında, genetik nedenler ve çevresel faktörler ön sırada yer almaktadır. Şişmanlık ile ilgili saptanan iki gen mevcuttur. Çevresel nedenlerdeyse yüksek kalorili ve ucuz yiyecek ve içecekler ile gittikçe artan hareketsizlik ön plandadır.”
Şişmanlığın öncelikle tedavisi konusunda bilinmesi gereken temel prensibin, insanların harcama yaptıklarından daha fazla kaloriyi almamalarını sağlamak olduğunu belirten Ersoy, bu konuda başarıya ulaşmak için birçok yöntem bulunduğuna değindi.
“KİLO VERMEK İÇİN AMELİYAT TERCİH ETMEDEN TÜM ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİNİ DENEYİN”
“Diyet, akupunktur ve benzeri yöntemler bunların başında gelir. Ayrıca ilaçla tedavi yöntemleri de kullanılır. Diğer bir yöntem ise hareketi artırmak yani aldığımızdan daha fazla kaloriyi harcamaktır. Bu da çeşitli egzersiz yöntemleri ile olur. İşte bu yöntemlerin tümünün denenip de hormonal bir nedene bağlı olmadığı anlaşılan, vücut kitle endeksi 35 ve üzeri yandaş hastalığı olan hastalar ile, vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalara şişmanlık ameliyatları planlanabilir.”
Diğer zayıflama yöntemlerinden sonuç alınamaması ve vücut kitle endeksinin risk taşır hale gelmesi durumunda şişmanlık operasyonlarının hasta ve doktoru tarafından ayrıntılarıyla değerlendirilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiğini bildirdi.
AŞIRI ŞİŞMANLIKTAN KAYNAKLANAN ÖLÜM RİSKİ AMELİYATTAKİNDEN ÇOK DAHA YÜKSEK
Vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan hastalarda şişmanlık ve ona bağlı hastalıklardan kaynaklanan ölüm riskinin yüzde 30-40’larda seyrettiğini kaydeden Prof. Dr. Ersoy, ameliyatta ise bu oranın yüzde 0.1 – 0.3 olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti.
“HER AMELİYATIN BİR RİSKİ VARDIR”
“Ameliyatla bu kişiler ciddi kilolar verir ve hareket edemezken hareket etmeye başlar. Ancak ameliyattan sonra diyetine devam etmezlerse, tekrar o kiloları geri alırlar. Bu hastalara ameliyat öncesi anestezi ve operasyonla ilgili tüm riskleri değerlendirmek amaçlı tetkik ve konsültasyonları yaparak ameliyat planları yapılır. Önce hastanın beslenme alışkanlıkları göz önünde bulundurularak bir yöntem seçilir, sonra riskler ve yöntemin ameliyat sonrası uyulması gerekli kuralları hasta ile paylaşılıp onayları alınarak ameliyat gerçekleştirilir. Her ameliyatın kendine göre riskleri vardır. Şişman hastalarda bu risk seçilen yönteme bağlı olarak değişmek kaydıyla biraz daha yüksek olabilir. Örneğin; günümüzde sıkça yapılan mide küçültme ameliyatlarında komplikasyon oranı bin 749 hastalık bir seride yüzde 6.2’dir. Bu hasta grubunda hastanın kaybedilme oranı yüzde 0.17’dir. Eğer hastanın genel durum itibarıyla durumu kötüyse bu riskler doğal olarak daha da artacaktır. Gastrik by pass operasyonunda ölüm riski 11 bin 290 sayılık bir hasta grubunda yüzde 0.3’dür.”
Prof. Dr. Ersoy, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada, yılda 300 bin hastanın sadece şişmanlık nedeniyle kaybedildiğini belirtirken, kalınbağırsak ve meme kanserinden yaşanan ölümlerin sayısının ise 90 bin olduğunu bildirdi.
Ersoy, şişmanlığın sadece görüntüsel bir hastalık olmadığını, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, eklem hastalıkları, şeker hastalığı gibi ciddi sağlık problemlerine de neden olduğunu kaydederek, “Kilo verdirmeye yönelik cerrahi operasyonlar için doktor ve ekibi ile birlikte daha önce başarısı kanıtlanmış bir merkezin tercih edilmesi son derece önemlidir” dedi.