Deniz Seki Cezaevindeki Günlerini Maldivlere Benzetti
Üç yıldan sonra özgürlüğüne kavuşan Deniz Seki, cezaevinde yaşadıklarını anlattı: Oraya Maldivler diyorum. Orada herkesi kucakladım, ne kadar güçlü olduğumu, kirlenmediğimi anladım. Hep sabrettim. Başıma bunlar geldi diye kötü biri olmadım. Artık çok daha gerçekçiyim. Deniz Seki cezaevinde çok zayıfladım, Daha da zayıflayacağım. Kilo güzel şey değil ama yemek yemek dünyanın en güzel şeyi.
Cezaevinde Yemekler nasıldı?
Ortalama bir ailenin sofrasına her zaman konmayacak kadar çok çeşit yapıyorlar. Aslında çok sağlıklı besleniyorsun; nohutunu, etini, tavuğunu yiyorsun. Her cuma balık, her salı tavuk günüdür mesela. Bir tek yağ sorunu oluyor. Ben kendimi hasta yemeğine yazdırmıştım. Yağsız ve tuzsuz geldiği zaman sen kendin ayarlayabiliyorsun.
Oradan çıktıktan sonra yaşadıklarınızı unutmak istediniz mi?
Ne kadar unutmak istesen de bir şekilde hayat hatırlatıyor. Müdürümle ve savcımla görüşüyorum, hal hatırlarını soruyorum. Ben dostuna çok sahip çıkan bir insanım. Vefa benim için çok önemli. İyiliğini ve güler yüzünü gördüğüm herkesi arayıp sorarım. Artık yeni bir hayat, yeni bir sayfa, yeni bir enerji, özlem, kavuşma; hepsi bir arada.
Tatil yapacak mısınız?: Zaten yeterince Maldivler’de kendimi dinledim. Çıktıktan sonraki 48 saat içinde stüdyoya girip şarkı söyledim. Oradayken de mini konserler yapıyordum. Doğum günlerinin aranan ismi olmuştum. Orada en sevilen şarkımın ‘Ağlamak Yok’ olduğunu öğrendim. Bir repertuvar hazırlamıştım oradaki isteklerden. Özellikle Halil Sezai’nin ‘İsyan’ şarkısını 7 bin 500 kere falan söyletmişlerdir.
Beni sevenleri üzdüğüm için üzgün ve pişmanım Yaşananlardan pişman mısınız?
Yaşananlardan pişman mısınız? Beni sevenleri üzdüğüm için üzgün ve pişmanım Yaşananlardan pişman mısınız? Gerçekten elimde olmayan sebeplerden dolayı pişmanım. Haksızlığa uğradığımın da altını çizmek istiyorum. Hatalar insan içindir. Yaşanması gerekiyordu, yaşandı. Ben bir insanım ve beni kucaklayan insanlar da haksızlığa uğradığımın farkında. Hak etmediğimi düşünüyorum ama bu da benim sınavımmış. Artık daha sakin bir hayat yaşamayı düşünüyorum. Orada yokluk insana çok şey öğretiyor. İmkansızlık, insana harikalar yaratıyor. Orada hepimiz Philippe Starck gibi tasarımlar yaptık. Mukavva kartonlardan çamaşır suyu kaplarına kadar değişik malzemerle çok şey yaptık. Raflar, saksıların içine örgüden çiçekler yaptık çünkü çiçek orada yasaktı.
Hakkınızda kötü yorumlar yapanlar da oldu. Onlar için ne diyeceksiniz?
Boşver, onları geç. Onlar mutsuz insanlar. Ben iyi kalplilerle ilgileniyorum. O klavye kahramanları beni ilgilendirmiyor. Allah kalplerine hidayet versin. O güvercini hayranım Leyla getirdi. Ve şahane düşmüş o resim, her yerde kullanılmış. Ben elime güvercin verilince şok geçirdim. Zaten sudan çıkmış balık gibiydim.
Nişanlınız Faruk Salman’la ne zaman evleneceksiniz?
Önce Serkan’ım evlenecek, sonrasında Allah nasip ederse biz evleneceğiz.
Çocuk sahibi olmak istiyormusunuz?: Evet, anne olmak istiyorum. Geride benden bir parça kalsın istiyorum.
Oradayken nişanlınızı hiç kıskanmadınız mı?
Çok güzel taşıdı beni. İçime kurt düşürecek bir şey olmadı. Yoksa çok zor olurdu benim için de. Aslında onun için de sınavdı; o da eve hapsetti kendini. Üç sene boyunca sevgilinden ayrı kalmak ve bir dünya kurmak kolay bir şey değil. Ona teşekkür ederim.
Kaynak: Sabah